Zinanın Toplumsal ve Biyolojik Zararları Zinanın uhrevi zararlarının yanı sıra dünyevi diye tabir edebileceğimiz toplumsal ve biyolojik zararları da mevcuttur. Bunların birçoğunu Peygamberimiz(SAV) bizlere bildirmiş ve modern tıp da bu zararları onaylarcasına zinanın tehlikelerinden bahsetmiştir.
Öncelikle bu zararlarla alakalı Peygamberimiz(SAV)’in hadislerinden birkaç tanesini verdikten sonra modern tıbbın bu konudaki uyarılarından bahsedelim.
Efendimiz(SAV) zinanın dünyevi zararlarıyla alakalı şu uyarılarda bulunmuştur:
“Kötü kadınlar çoğalıp, zina toplum içinde yayılırsa, halk, daha önce görülmemiş bulaşıcı hastalıklara maruz kalır.”[16]
“Zina fakirliğe yol açar.”
“Zina etmeyin, kadınlarınızın cazibesi [güzelliği, çekiciliği, albenisi] ve sevgisi gider, soğukluk başlar (karı-kocanın arası açılır).
”[18] “Bir yerde, zina ve riba(faiz) çoğalırsa, o yerin halkı, belaya maruz kalır.”
“Zina eden, aynı şeye maruz kalır.”
Bu vb. Hadislerde Efendimiz(SAV), zinanın sadece ahirette değil dünyada da zararlarının olduğuna değinmiş ve bizleri uzak tutmaya çalışmıştır. Peki toplum bilimciler ve tıp uzmanları bu nokta da neler söylemiştir?
Zina bel soğukluğu gibi hastalıklara neden olmaktadır. Hepimizin bildiği gibi bu yüzyılın baş belası olan hastalıklarından birisi de zinadan dolayı ortaya çıkmış.
AİDS diye bilinen bir hastalıktır. Bu hastalığa yakalananların yüzde onu kan yoluyla, yüzde doksanına yani neredeyse tamamına yakını gayri meşru(zina) yollarla yakalanmaktadır.
Zina aileleri birbirinden ayırmakta, kine, nefrete, namus kavgalarına ve boşanmalara neden olmaktadır. Zina yoluyla dünyaya gelen çocukların çoğu ortada kalmakta, sokaklara atılmakta yahut çocuk sığınma evlerine terk edilerek anne ve baba şefkatinden yoksun bir vaziyette yetişerek toplumsal faciaya neden olmaktadırlar.
Ayrıca en önemli noktalardan birisi ise, nikahsız ilişkilerin çoğu, sevgiden yoksun ve sadece karşı taraftaki kimseyi bir et parçası vaziyetinde algılayarak, şehveti ve isteği o anlık geçiştirmeye yönelik ilişkiler olmaktadır. Hollanda’da yaşayan bir kardeşimiz bir semtte, vitrinlerde kadınların kendilerini sergileyerek bir et parçası gibi satıldıklarını anlatmaktadır. Bu gün Türkiye’nin büyük şehirlerin merkezlerinde ve özellikle kalabalığın en yoğun olduğu yerlerde, yerlere atılmış ve üzerinde fahişe ismiyle birlikte numaraların yazılı olduğu kağıtları görmekteyiz. Et tüccarlarının insanların nefsine hitap ederek, toplumu yozlaştırmaya çalışmalarına belediyeler ve emniyet teşkilatları sessiz kalmakta, bu izinsiz yürütülen ticari faaliyetlere göz yummaktadır. İşin en ilginç tarafı ise bu tür kadınlara “fahişe” yerine medya organları tarafından hayatları mahvetmesine rağmen “hayat kadını” tabiri kullanılmaktadır.
Bir başka sorun ise, yapılan son araştırmalarda boşanmanın başlıca nedenleri arasında kişinin eşi tarafından aldatılması veya başka birisiyle birlikte yaşamaya başlaması olarak gösterilmiş ve boşanmanın nedenleri arasında bu nedene ait pay yüzde 45 olarak belirlenmiştir.
Bu büyük rakam zinanın ne derece tehlikeli bir illet olduğu ve neden devlet tarafından suç sayılması gerektiğini açıklamaktadır. Okumuş olduğum bir gazete sütununda şöyle bir haber yer almaktadır. Ankara’da yaşayan bir adam eve geldiği zaman yatakta karısını başka bir erkekle yakalar ve polise telefon ederek ihbarda bulunur. Polis adama bunun bir suç olamayacağını dolayısıyla müdahale etmelerinin yasal olamayacağını bildirir. Ve aynı adam tekrar polisi arayarak evimde hırsız var ihbarında bulunarak ancak polisi evine getirebilir. Burada görüyoruz ki zina son derece büyük bir suçtur. Polisi aramak yerine insanları katil olmaya götürebilecek kadar büyük bir suçtur. Şunu unutmamak gerekir ki, toplumu aileler oluşturur. Aileleri ise karı, koca ve çocuklar oluşturur.
Dolayısıyla ailenin zedelenmesi demek toplumun sekteye uğraması ve yozlaşmanın başlaması demektir. İslam dini aileyi zedeleyen her türlü suçtan insanları menetmiştir. Sadece zinadan değil yalan ve iftira gibi durumlardan da menetmiş ve bunları yasaklayarak büyük günahlardan saymıştır. Zina ahlakı yok etmektedir. Zina, toplumda dargınlık, kırgınlık ve cinayetlere neden olmaktadır. Ayrıca zinanın bir diğer toplumsal zararı ise soyların karışmasına neden olmasıdır. Burada bahsettiklerimizden sadece zina suçunun bu neticeleri doğurduğu anlaşılmasın. Elbette ki toplumu yozlaştıran tek neden zina değildir. Bizim burada bahsetmiş olduklarımız zinanın doğurduğu ve doğurabileceği neticelerdir.
Öncelikle bu zararlarla alakalı Peygamberimiz(SAV)’in hadislerinden birkaç tanesini verdikten sonra modern tıbbın bu konudaki uyarılarından bahsedelim.
Efendimiz(SAV) zinanın dünyevi zararlarıyla alakalı şu uyarılarda bulunmuştur:
“Kötü kadınlar çoğalıp, zina toplum içinde yayılırsa, halk, daha önce görülmemiş bulaşıcı hastalıklara maruz kalır.”[16]
“Zina fakirliğe yol açar.”
“Zina etmeyin, kadınlarınızın cazibesi [güzelliği, çekiciliği, albenisi] ve sevgisi gider, soğukluk başlar (karı-kocanın arası açılır).
”[18] “Bir yerde, zina ve riba(faiz) çoğalırsa, o yerin halkı, belaya maruz kalır.”
“Zina eden, aynı şeye maruz kalır.”
Bu vb. Hadislerde Efendimiz(SAV), zinanın sadece ahirette değil dünyada da zararlarının olduğuna değinmiş ve bizleri uzak tutmaya çalışmıştır. Peki toplum bilimciler ve tıp uzmanları bu nokta da neler söylemiştir?
Zina bel soğukluğu gibi hastalıklara neden olmaktadır. Hepimizin bildiği gibi bu yüzyılın baş belası olan hastalıklarından birisi de zinadan dolayı ortaya çıkmış.
AİDS diye bilinen bir hastalıktır. Bu hastalığa yakalananların yüzde onu kan yoluyla, yüzde doksanına yani neredeyse tamamına yakını gayri meşru(zina) yollarla yakalanmaktadır.
Zina aileleri birbirinden ayırmakta, kine, nefrete, namus kavgalarına ve boşanmalara neden olmaktadır. Zina yoluyla dünyaya gelen çocukların çoğu ortada kalmakta, sokaklara atılmakta yahut çocuk sığınma evlerine terk edilerek anne ve baba şefkatinden yoksun bir vaziyette yetişerek toplumsal faciaya neden olmaktadırlar.
Ayrıca en önemli noktalardan birisi ise, nikahsız ilişkilerin çoğu, sevgiden yoksun ve sadece karşı taraftaki kimseyi bir et parçası vaziyetinde algılayarak, şehveti ve isteği o anlık geçiştirmeye yönelik ilişkiler olmaktadır. Hollanda’da yaşayan bir kardeşimiz bir semtte, vitrinlerde kadınların kendilerini sergileyerek bir et parçası gibi satıldıklarını anlatmaktadır. Bu gün Türkiye’nin büyük şehirlerin merkezlerinde ve özellikle kalabalığın en yoğun olduğu yerlerde, yerlere atılmış ve üzerinde fahişe ismiyle birlikte numaraların yazılı olduğu kağıtları görmekteyiz. Et tüccarlarının insanların nefsine hitap ederek, toplumu yozlaştırmaya çalışmalarına belediyeler ve emniyet teşkilatları sessiz kalmakta, bu izinsiz yürütülen ticari faaliyetlere göz yummaktadır. İşin en ilginç tarafı ise bu tür kadınlara “fahişe” yerine medya organları tarafından hayatları mahvetmesine rağmen “hayat kadını” tabiri kullanılmaktadır.
Bir başka sorun ise, yapılan son araştırmalarda boşanmanın başlıca nedenleri arasında kişinin eşi tarafından aldatılması veya başka birisiyle birlikte yaşamaya başlaması olarak gösterilmiş ve boşanmanın nedenleri arasında bu nedene ait pay yüzde 45 olarak belirlenmiştir.
Bu büyük rakam zinanın ne derece tehlikeli bir illet olduğu ve neden devlet tarafından suç sayılması gerektiğini açıklamaktadır. Okumuş olduğum bir gazete sütununda şöyle bir haber yer almaktadır. Ankara’da yaşayan bir adam eve geldiği zaman yatakta karısını başka bir erkekle yakalar ve polise telefon ederek ihbarda bulunur. Polis adama bunun bir suç olamayacağını dolayısıyla müdahale etmelerinin yasal olamayacağını bildirir. Ve aynı adam tekrar polisi arayarak evimde hırsız var ihbarında bulunarak ancak polisi evine getirebilir. Burada görüyoruz ki zina son derece büyük bir suçtur. Polisi aramak yerine insanları katil olmaya götürebilecek kadar büyük bir suçtur. Şunu unutmamak gerekir ki, toplumu aileler oluşturur. Aileleri ise karı, koca ve çocuklar oluşturur.
Dolayısıyla ailenin zedelenmesi demek toplumun sekteye uğraması ve yozlaşmanın başlaması demektir. İslam dini aileyi zedeleyen her türlü suçtan insanları menetmiştir. Sadece zinadan değil yalan ve iftira gibi durumlardan da menetmiş ve bunları yasaklayarak büyük günahlardan saymıştır. Zina ahlakı yok etmektedir. Zina, toplumda dargınlık, kırgınlık ve cinayetlere neden olmaktadır. Ayrıca zinanın bir diğer toplumsal zararı ise soyların karışmasına neden olmasıdır. Burada bahsettiklerimizden sadece zina suçunun bu neticeleri doğurduğu anlaşılmasın. Elbette ki toplumu yozlaştıran tek neden zina değildir. Bizim burada bahsetmiş olduklarımız zinanın doğurduğu ve doğurabileceği neticelerdir.
Yorum Gönder